Doğum Sonrası İlk Saatler
Doğumdan hemen sonra uzman doktor bebeğin detaylı muayenesini yaparak varsa sağlık sorunlarını tespit eder, gerekirse bebeğin tedavisi planlanır. Sağlıklı bir bebek ise doğumdan 1 ya da 2 gün sonra eve gönderilir. Genellikle 4-5. gününde bebek kontrol için tekrar çağrılır.
Doğumdan hemen sonra uzman doktor bebeğin detaylı muayenesini yaparak varsa sağlık sorunlarını tespit eder, gerekirse bebeğin tedavisi planlanır. Sağlıklı bir bebek ise doğumdan 1 ya da 2 gün sonra eve gönderilir. Genellikle 4-5. gününde bebek kontrol için tekrar çağrılır.
Doğum sonrası ilk günlerde bebeklerin bir miktar kilo kaybetmeleri normaldir. Bu kontrolde bebeğin tartışma bakılır, böylece anne sütunun bebeğe yetip yetmediği konusunda fikir edinilir.
Ayrıca yenidoğan sarılığı olup olmadığı, göbek bağının durumu, geçmiş 4-5 gün içinde başlamış olabilecek her türlü sorun da gözden geçirilir.
Bebeğin topuk kanı alınır, doğumda yapılmadı ise ilk aşısı yapılır. Doğum sonrası, sadece yeni doğmuş bebeğin dünyaya adaptasyon süreci değil aslında tüm ailenin hayatinin, aralarına yeni katılan birey ile değiştiği bir süreçtir. Bu süreçte bebek günden güne değişecek ve büyüyecektir.
Çoğunlukla yeni hayata alışmaya çalışan bebek sıklıkla uyur ve dengesini pek sağlayamaz. Bu nedenle bebek kucakta tutulurken, baş bölgesini destekleyici şekilde taşınmaya dikkat edilmelidir. Yeni doğan bir bebeğin vücut ağırlığı ortalama 3200 gramdır (2500-4000 gram). Doğumu takip eden ilk günlerde vücut ısısının azalmasına bağlı olarak vücut ağırlığında yüzde 5-6 oranında azalma olur. Bu durum normal olduğu için anne babaların çok fazla panik yapmaması gerekir. Bebeğin dışkısını ilk 48 saat içerisinde yapması beklenir. Bebeklerin birçoğu mekonyum denilen koyu yeşil, yapışkan dışkıyı ilk 24 saat içinde yapar. Anne sütü alan bebeğin dışkısı 3-4. günlerde parlak, altın sarışı renge dönüşür. Dışkılama sayısı bebekten bebeğe değişkenlik gösterir. Günde 8-10 kez dışkılayan bebekle gün aşırı dışkılayan bebek normal gelişim gösterebilir.
Anne sütü alan bebeklerin çoğunun dışkılarında küçük beyaz gıda parçacıkları bulunur. Bebeklerin birçoğu ilk 24 saat içerisinde idrar Yenidoğan döneminde idrardaki ürat kristallerine bağlı olarak bezde turuncu pembe renkli leke görülebilir. Bu, endişe duyulacak bir durum değildir, bir süre sonra kaybolur.
Yeni Doğan Bebeğe Yapılan Testler
Yenidoğan bebeklerde yapılan tarama testleri ile bebekte oluşan sorunlar erken teşhis edilerek bebeğin hayatını kurtarır. Erken teşhis ile tanısı konulan hastalıklar tedavi edilmez ise bebekte birtakım fiziksel ya da zihinsel problemlere neden olabilir. Bebek doğduktan sonra, hastaneden taburcu olmadan önce, taburcu edildikten 48 veya 72 saat sonra,15. günde, 1. ayda, 2. ayda, 3.ayda, 4. ayda, 6.ayda, 9.ayda ve 12. ayda bebekte bir sorun yoksa rutin kontrolleri yapılır. Doğum sonrasında doktor tarafından bebeğin boy, kilo gibi genel ölçümleri yapılır. Topuktan alınan kan ile fenilketonüri ve doğumsal hipotiroidi taraması yapılır. Bunun dışında işitme ve görme testi, kalça çıkığı olup olmadığına dair kalça çıkığı testi ve erkek bebeklerde inmemiş testis olup olmadığına yönelik bir test yapılır.
Yeni Doğan Bebeklerin Deri Özellikleri
Bebek cildi çok hassastır, erişkinlere göre daha incedir ve daha az yağ salgısı üretir. Derinin ince olması, yaralanmalara karşı savunmasız kalmasına zemin hazırlar. Cildin inceliği, dışarıdan harici olarak kullanılacak ürünlerin deriden emilip kana geçmesine neden olabilir. Geniş yüzeye uygulanacak ürünlerde bu yüzden dikkatli olunmalıdır.
Bebeklerin bağışıklık sisteminin az gelişmesi onları enfeksiyonlara karşı daha duyarlı hale getirir. Deri enfeksiyonları bebeklerde sık görülür. Yenidoğan döneminde bebeklere bakan kişilerin elleri enfeksiyon teması açısından risk oluşturur. Bu yüzden bebekle temas edecek olanların ellerini sık sık yıkamaları, bebeklerin enfeksiyon kapmasını önler.
Yenidoğan döneminde tüm deri kalınlığı, erken doğanlarda daha belirgin olmak üzere erişkinlerinkinden incedir. Allerjene duyarlılık yenidoğanlarda daha azdır. Enfeksiyonlara direnç yenidoğanlarda yetersizdir. Yenidoğan döneminde görülen bazı fızyolojik-geçici deri bulgularının bilinmeği, bunların patolojik deri bulgularndan ayırt edilmesi için gereklidir. Bunların başlıcaları şöyledir; Toksik eritem: Merkezinde iğne ucu büyüklüğünde sarı-beyaz şişkinlik bulunan, 1.5-2 santim çapındaki kırmızı lekeler olabilir. Işığa bağlı döküntüler: özellikle fototerapi alan bebeklerde görülen geçici deri lezyonlandır. Mongol lekeleri: özellikle kalça üzerinde görülen, kenarları düzeniz, mavimsi-gri mor renkte lezyonlardır. Genellikle hayatın ilk yıllarında kaybolurlar.
Yenidoğan Bebeğin Vücudundaki Değişimlere Dikkat! Sarılık: Yenidoğan döneminde derinin rengine dikkat edilmelidir. Solukluk genellikle kansızlık (anemi) nedeniyledir. Sarılığın en önemli nedeni hiperbilirubinemidir. Hiperpigmentasyon (koyu renkli deri bölgesi-özellikle erkek bebeklerde genital bölgede) hormonal bozukluğun (adrenogenital sendromun) ilk bulgusu olabilir.
Kan Damarı Genişlemesi: Yenidoğan döneminde her çeşit hemanjiyom (kan damarı genişlemesi) bulunabilir. Soluk kırmızı renkte, özellikle alın, boynun ön yüzü, burun kökü, göz kapakları gibi yerleşim gösteren bu lezyonlar bebek birkaç aylık olunca solmaya başlar ve 1 yaşına doğru hemen hemen tamamen kaybolurlar.
Yenidoğan Bebeklerin Vücut Özelliği
Yeni doğan bebeğin görünümü çok farklıdır. Yüzü yuvarlak, başı geniş ve burnu basıktır.
Vücut ısısı düşük ve göbeği düşmemiştir. Bebeğin derişi pembe ve yumuşaktır.
Kas kontrolü oldukça zayıftır. Kas yapışı henüz yeterince gelişmemiştir.
Başı diğer organlara göre daha büyüktür. Baş vücudun yaklaşık 1/4 ü oranındadır, iskelet yapışı ise yumuşak ve esnektir. Vücuttaki bazı kemikler yeterince sertleşmemiştir. Baş çevresi 35 cm civarındadır.
Baş kemikleri arasında boşluklar vardır. Bu boşluklara bıngıldak adı verilir. Bu bıngıldaklar doğumun kolaylaşmasına yardımcı olur. Bebeğin kafasında 6 tane bıngıldak vardır ve en önemlisi tam tepedekidir. Bunlar 12-18 ay civarında kapanır.
Zamanında doğan bebeklerde ortalama boy; 50 ile 53 cm arası, kilo; 2,5-4 kilogram arasıdır. Kız çocukları erkeklere oranla daha kısa ve zayıf doğarlar
Sağlıklı bebeklerin göbek bağları herhangi bir müdahale gerekmeksizin genellikle 10 gün içinde içinde düşer. Bu süre 21 güne kadar uzayabilir. Göbeğin düşmesi 21 günden uzun sürerse doktora danışılmalıdır.
Bebeklerde Görülebilen Cilt Problemleri
Cilt Soyulması: Bebeğin ana rahmindeyken üzerim örten koruyucu tabakanın doğum sonrası dökülerek atılmasından kaynaklanan bir durumdur. Doğum sonrası birkaç haftada kendiliğinden ortadan kalkar. Tedavisi; bebeği hafifçe tahriş etmeden yıkamak ve banyo sonrası nemlendirmek şeklindedir.
Cîlt Kuruluğu: Bebek cildinin yağ hücrelerinin az yağ salgı üretmesi kuruluğun ana nedenidir. Zaman içinde yağ salgısının artmasıyla ortadan kalkabileceği gibi bazen devam ederek egzama gelişimine zemin hazırlayabilir. Kuruluk, dış etmenlerden çok etkilenir. Kuruluğu engellemek için birtakım önlemler alinmalıdır. Bebeklerin kıyafetleri hassas deterjanlarla yıkanmalıdır. Yıkanmadan asla bebeklere kıyafet giydirilmemelidir. Kıyafetlerin yüzde 100 pamuklu olmasına dikkat edilmelidir. Kıyafetler az deterjanla, bol durulama suyuyla yıkanmalıdır. Yanlış deterjan kullanımı deride kızarıklık ve kaşıntı şeklinde kendini belli eden alerjik reaksiyonların gelişmesine neden olur.
İsilik: Bebeklerin ter bezleri erişkinlere göre farklıdır. Ter kanalları daha az çalışır. Isıları zor tolere ederler ve yoğun sıcaklık ile nem, bebeklerde sıkıntılı isiliklere neden olur. En sık yüz, boyun ve gövdede görülebilmekle birlikte vücudun her yerinde gözlenebilir. Küçük sivilce başı gibi kabarıklar şeklinde belirir. Tedavisinde bebekleri sık duş aldırmak, kalın giydirmemek, terletmemek ve serin ortamlarda bulundurmak önemlidir.
Yenidoğan Aknesi: Anneden geçen hamilelik hormonlarının etkisiyle gözlenen bir durumdur. Yanaklardan başlarlar, alına doğru ilerleyebilirler. Kısa sürede sönerler. Tedavisinde iltihabi lezyonlar varsa harici antibiyotikler kullanılır, terlemesi durumunda bebekte olası hormonal bozukluk araştırılır.
KONAK: Saçlı deride sık gözlenen, alın, kaş ve dış kulak yoluna da yerleşebilen bir durumdur. Bebeklerde yağ hücrelerinin düzensiz çalışmasından dolayı gelişir. Saçta yağlı sarı kabuklar ve kepeklerle kendini belli eder. Kendiliğinden sönebilir, bazen ileri yaşlarda da devam edebilir. Tedavisinde zeytinyağıyla saçı yumuşatmak, konak giderici şampuanlar ve yulaf özlü banyo yağlanna başvurulur, tlerlemiş durumlarda kortizon içeren ilaçlar kullanılır.
PİSİK: Yaşamın ilk yıllarında sık görülen bir durumdur. Kasık bolgesinde görülür. Bu bölgenin nemli ortamı, idrar ve dışkıyla temasıyla tahriş ederek pişiğe neden olur. Antibiyotik kullanımı, diş çıkarma ve ishal durumu pişiğin oluşmasına ortam hazırlar. Bazı durumlarda pişik üzerine ikincil Candida mantarı eklenebilir. Mantar enfeksiyonu gelişimi, kendini iltihabı sivilceler şeklinde belli eder. Pişik tedavisinde bebeğin bezlerinin sık değiştirilmesi çok Önemlidir. Derinin idrar ve dışkıyla temas etmesine fırsat verilmemelidir. Bebeklerin bez bölgeleri deriyi tahriş etmeyen temizleyicilerle temizlenmesidir. Her bez değiştirme sonrasi pişik önleyici kremler ve bariyer kremler kullanılmalıdır. Özellikle yaz mevsiminde terin de etkisiyle tahriş fazlalaşacağından bez değiştirme sıklığı ve pişik önleyici krem kullanma sıklığı daha fazla olmalıdır. içeriğinde çinko oksit bulunan bariyer kremler pişik önleme açısından önemlidir. Mantar enfeksiyonu antifungal kremler kullanılmalıdır.
Doğum Lekeleri: Damar kökenli ya da pigment kökenlidirler. Cildimizde normalde bulunan kan damarları ya da pigment hücrelerinin fazla çalışmasından kaynaklanırlar. Damar kökenli doğum lekeleri hemangiomlar ve şarap lekeleridir. Deriyle aynı yüzeyde olabilecekleri gibi deriden kabarık da olabilirler. Çoğunluğu yaş ilerledikçe sönerler. Gerileme olmayan vakalarda lazer yöntemi ile tedavi edilirler. Pigment kökenli doğum lekeleri sütlü kahve lekesi ve mongol lekesidir.
Yenidoğan Egzeması: Kızarıklık, pullanma, sulanma ve kepeklenmeyle kendini belli eden bir cilt rahatsızlığıdır. Vücudun her yerinde görülebilmekle birlikte bebeklerde alın, yanaklar ve eklem bölgeleri sık başladığı alanlardır. Genetiksel alerjiye yatkın olan bebeklerde daha sık görülür. 2-3 aylıkken başlar. Çevresel etmenlerden etkilenir. Tedavisinde öncelikli tahriş edici sebeplerin tespit edilip, bunlardan kaçınılması gerekir. Cildi kurutucu temizleyicilerden uzak durmak ve sık nemlendirmek önemlidir. Bazı durumlarda gıdalar, evcil hayvanlar ve ev tozları egzamayı alevlendirebilir. Bu durumlarda diyet listesi, evcil hayvanı ortamdan uzaklaştırma ya da akarların ortamdaki miktarım azaltmaya yönelik tedaviler uygulanır. Hastalığın tedavisinde kortizon içeren kremler ya da bağışıklık sistemim düzenleyici etkisi olan kortizon dışı kremlere başvurulur. Kaşıntıyı baskılamak amacıyla antihistaminik şuruplar kullanılır. Egzama kısa sürede ortadan kalkabileceği gibi bazen kronik bir durum kazanabilir.